Hakan Ömer GİDER Hiyerarşi kelimesini duyunca birkaç yıl önce katıldığım bir eğitiminde duyduğum çok sevgili danışman ağabeyim Sn.Ulaş Bıçakçı ’nın söylemi ile “hiyerarşi mi yoksa hıya-rarşi mi ?” sözü aklıma geliyor. Aslında bir sistem bilinci ile oluşturulan hiyerarşi maalesef yanlış yönlendirmeler ile hıyar-arşiye dönmekte…
İyi yönetici olmak, bir yap-bozun parçalarını birleştirmeye benzer. Parçaları birleştirmeye çalıştığınız ilk an, her şeyin uyumlu olmasını sağlamak biraz zaman alır. İkinci kez parçaları birleştirmeye çalıştığınızda, söz konusu şekle biraz daha aşina olursunuz. Bundan sonraki her sefer, her şeyi kolayca eşleştirmek ve yap-bozu tamamlamak, daha da doğal gelmeye başlar.
Motivasyon uzmanlarının çoğu, lider doğulmadığını, lider olunduğunu söylemeyi sever. Ben tam zıddını savunuyorum. Hepimizin doğuştan lider olduğumuza, ama yıllar itibariyle program değişikliğine uğradığımıza inanıyorum. Çocuklar gibi, hepimiz doğal liderlerdik; meraklı ve mütevazı, her zaman bilgiye aç ve susamış, renkli bir hayal gücüne sahip. Ne istediğimizi tam olarak biliyorduk; istediğimizi elde etme konusunda ısrarcı ve kararlı idik; misyonumuzu başarmamıza yardım etmesi için çevremizdeki herkesi motive etme, harekete geçirme ve etkileme yeteneğimiz vardı. Öyleyse, bir yetişkin olarak bunu yapmak neden bu kadar zor?
“Hedeflerle Yönetim” çalışmasının amacı, kuruluşun yönetsel konularda kurumsal yönünü ve hedeflerini belirlemek ve tanımlamaktır. Tanımlamak ve yeniden gözden geçirmek istediğimiz konuların hepsi birbirleriyle ilişkili ve tamamlayıcı özelliktedir. Bu konular şunlardır;
Kartvizit. Satış dünyasında daha değerli bir araç yoktur. Ama doğru kullanılmazsa, daha zararlı bir engel de yoktur. Kartvizitinizin etkisini anlamanın basit bir kuralı var: “İnsanların sizden satın almalarını kolaylaştırırsanız, sizden alacaklardır. Zorlaştırırsanız, almayacaklardır.” Kartvizitin gücünü -ve zararını- tüm yönleriyle anlamamı sağlayan pek çok olay yaşadım. Bir turnuva izledim. Bir çalıştaya katıldım. Eski tanışlarla bir araya geldim. Bu üç faaliyet, kendi bağlamında geniş bir yelpazeyi içeriyor. En azından bir yabancı için turnuva, sosyal bir buluşma; çalıştay, daha teklifsiz bir çevre oluşturma ortamı; eski tanışlarla bir araya gelme ise ikisinin arasında bir yerde gibi görünüyor. Ama bağlamları farklı da olsa, iş kartvizit alışverişine geldiğinde, her birinin ortak yanları var.
Bir iş ile ilgili koşturmak, çok fazla hareket ve bekleme anlamına geliyor. İşinizi yapıyorsunuz, onay için bekliyorsunuz. Mail atıyorsunuz cevap için bekliyorsunuz. Çok fazla bekliyorsunuz ve beklemek sıkıcıdır. Kaygı düzeyini arttırır. Fiziksel açlık gibidir. Dikkati dağıtır. Önemli olduğunu düşündüğünüz ama dikkatli bir şekilde gözlemlediğiniz zaman çok da önemli olmayan şeylere harcadığımız zaman ve sonraki bekleyişimiz sadece boşluklarımızı doldurmaktan ibarettir. Yapmanız gerekenlerin listesini gerçekten önem derecesine göre oluşturmuşsanız önemli meseleleri öncelik haline getirip çözersiniz.
Çünkü zamanın büyük bir kısmını meslektaşlarımızla geçiriyoruz ve bu fazla zaman geçirmeler birçok önemli arkadaşlıklar doğuruyor. İş yerinde geliştirilen ilişkiler çalışanlara sadece moral açısından değil aynı zamanda kişilerin dürüstlük ve üretkenliği de arttırıyor. Bazen kişiler en iyi dostlukları iş yerlerinde yakalıyor. Bazen bu dostluklarda yapılan aptalca şeylerden dolayı bozulan ilişkileri onarmaya çalışmak da oldukça zor oluyor. Çoğu kişinin iş yerinde üzerinde çalışmak zorunda olduğu ortak şeyler aşağıdaki gibidir:
İşte bu saatleri en iyi şekilde değerlendirip, en fazlasını elde etmenin yolları verimlilik uzmanı Laura Vanderkam’ın 10 ipucunu kullanarak hatırlanası, rahatlatıcı ve verimli hafta sonları oluşturun. Hafta sonunda zaman insana hep çok hızlı geçiyormuş gibi gelir ancak aslında hafta sonları bizim sandığımızdan daha uzun. Cuma akşamı saat 6’da biraz hava alma zamanımızdan Pazartesi sabah saat alarmı çalana kadar tam 60 saatimiz var. Bunlardan 24’ünü uyuyarak geçirsek bile bu 36 saati uyanık geçirdiğimiz anlamına geliyor.
Toplantı, kısaca bir sorunu çözmek için toplanan bir grup insanın bir araya gelmesi demek oluyor. Günümüz iş dünyasında toplantıların sayısı o kadar arttı ki yaptığımız işten çok toplantılara katılıyoruz. Bu toplantıların ne kadarı verimli geçiyor bilemeyiz ama bir kısmının sadece vakit kaybı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Toplantıda iken çoğu zaman burada olmak yerine şu işlerimi halletseydim diye düşünürüz. Toplantı sonunda ise yapılacak işlerimize yenileri eklenir. Yani aslında bir sorunu çözmek için bulunduğumuz ortamda halledilmesi gereken sorunlara yenilerini ekliyoruz.
Bilgisayar teknolojisi oldukça hızlı gelişiyorken yaklaşık 30 yıldır aynı programın kendi alanında en popüler program olması inanılması zor bir durum. Halen hepimiz bir şekilde Microsoft Excel kullanmak zorunda kalıyoruz. Günümüzde çoğu ofis çalışanı en azından basit bir kaç Excel fonksiyonunu biliyordur. İşverenlerin çoğu bildiğinizi kabul edip Cv’nize yazmanızı bile önermez. Temel tablolar ve grafikler oluşturma ötesinde Office programları kullanan herkesin bilmesi gereken bazı püf noktalar var. Ya da daha kolayı siz bu yazıyı saklayın.
DOĞRU YERDESİNİZ!
Kurumsal Website Tasarımı, E-Ticaret Sitesi, SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) ve Sosyal Medya alanlarında işletmeniz için en doğru ve çalışmayı tasarlayarak web ortamında etkili bir şekilde yayınlıyor ihtiyaçlarınıza en doğru ve yaratıcı çözümleri sunuyoruz
Formu doldurarak gönderin biz sizi arayalım.
